Geçen bir arkadaşımın blogunu gezerken okuduğum ve dikkatimi çeken bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. İsmini vermemi istemediğinden isim belirtmeden yayınlayacağım. Umarım beklenenlere değer ve hak ettiği yapıya kavuşur.
Birkaç arkadaş Üsküdar sahilinde buluştuk, çay içip eski günleri anıyoruz. Aramızda farklı şehirlerden gelen arkadaşlar da var. Sohbet hoş ama arkadaşların gözü sürekli karşıdaki bir binaya takılıyor. Sonunda biri, “Bu bina Park Otel değil mi?” dedi. Diğeri hemen aldı sözü: “Evet, o bina, İstanbul’a hiç yakıştıramadığım, senelerce inşaatı süren ama bir türlü bitmeyen Park Otel” dedi. Soran da cevaplayan da şehir dışından gelen arkadaşlardı. Cevaplayan arkadaş devam etti: “Ama bu sefer bu inşaat bitiyor. Biten sadece inşaat değil, İstanbul’da yaşayanların da çilesi bitecek. Devir üstüne devir, itirazlar, Danıştay’ın inşaatı durdurması… Şimdi CVK Grup aldı orayı. İnşaat onayını alır almaz güzel bir otel yapmak üzere inşaat faaliyetlerini yeniden başlattı.”
Arkadaş, hızını alamadı: “O kötü görüntünün yerini şık bir otel alacak, hem de tarihi yapı değiştirilmeden. İnşaatı yapacak firmanın başında Mahmut Çevik var. Ülkedeki en zengin 100 isim sıralamasında 73. sırada. Maden yatakları var.” diyerek devam etti. Güya biz anlatacaktık İstanbul’u. Bu bilgilere nasıl ulaştığını sorunca “Ben de Kayseriliyim” dedi arkadaş. Böylelikle yatırımcının Kayserili olduğunu da öğrendik.
Bu arada yan masadaki eski bir İstanbul beyefendisi sohbete dahil oldu. Yaşı muhtemelen yetmişe yakındı. Hararetli konuşmalardan dolayı kulak misafiri olduğunu kibarca aktardıktan sonra başladı bilgi bombardımanına:
“Evladım, o otel çok tarihî bir yapıdır. Taksim Park Otel idi oranın adı. İstanbul’a gelen ünlülerin tercih ettiği bir oteldi. Rahatlığı ve hizmet kalitesi tartışılmazdı. Ankara’dan gelen mebuslar orada konaklardı. Lokantası, pastanesi meşhurdu. Yahya Kemal, akranlarıyla orada edebî sohbetler ederdi. Lakin en önemli konuğunun Mustafa Kemal Atatürk olduğu söylemek lazım. Ünlü spikerlerimizden Orhan Boran ve Halit Kıvanç otelden program yapardı. Hatta Orhan Boran’ın ünlü Yuki’si ile Erkan Yolaç’ın ‘Evet? Hayır?’ yarışmaları burada icra edildi. İngiltere Kralı 8. Edward mesela, otelde kalan diğer ünlü zatlardan. Menderes zamanında çok ünlü şahsı ağırlamıştır o bina.”
Şaşırıp kaldık ama bu kadarla kalmadı o sevimli beyefendi. Diz üstü bilgisayarlarından aktarılan bilgilerin doğruluğunu teyit etmeye çalışan arkadaşlara hitaben, “Tabii, oradan da okuyun, bizim zamanımızda yoktu onlar.” deyince herkes gülmeye başladı.
İlginç bir sohbet olmuştu. Bakalım çok güzel bir manzaraya sahip bu yapı, o eski havasını tekrardan yakalayacak mı, lezzetli yemekler yapılan ve çok övülen restoran, yeni otelde de varlığını sürdürecek mi?